Proje Taşımacılığı (Gabari Dışı Taşımacılık) Nedir

Proje taşımacılığı, kavram olarak standart dışı ağır ve standart dışı ölçülerde olan yüklerin bir çıkış noktasından bir diğer varış noktasına kadar özel tedbirlerle ve özel araçlarla bir program çerçevesinde taşınmasıdır. Standart dışı ağırlıkta ve standart dışı ölçülerde olan yükler bir proje kapsamında olabilir. Yurtiçi veya yurtdışı bir projenin, başından sonuna kadar projenin ihtiyaç duyduğu araçlarını, aparatlarını içeren tüm kısımlarını bir defada veya kısım kısım taşıyarak projeyi teslim edene kadarki, tüm süreç içinde bulunmak ve gerekli her tür malzemeyi proje alanına eksiksiz taşıyarak proje bitene kadar gerekli taşıma koordinasyonunu yapmaktır.

Proje yük taşımacılığı hızla gelişen bir sektör haline gelmektedir. Proje yüklerin, seyahat esnasında diğer araçların ve alt yapının olumsuz etkilenmemesi için devlet karayollarında sorunsuz ve güvenle taşıması temel amaçlardan biridir. Proje taşımacılığı yükün imalat yerinden, gemiden, başka bir taşıttan, fabrikadan veya depodan yüklenmesi ile başlamaktadır. Yükü çekecek kapasitede uygun bir karayolu çekicisinin seçimi seyahat boyunca sorunsuz taşımanın temelidir. Uygun römork ve çekicinin belirlenmesi, yükün özellikleri, gidilecek güzergâh ve yapılacak kilometre durumuna göre belirlenmektedir.

Proje yükün taşıt üstüne alınması, yeterli çeker tonajı olan vinçler vasıtası ile yapılmaktadır. Vinç ile yükleme birçok tedbiri gerektirmektedir. Dayanıklı halat ve ırgatlar gerektirir, hatta güçlü zemin aranmalıdır. Proje taşımacılığında yükleme ve boşaltma mühendislik işlemleri dâhilinde yapılmalıdır. Sürücü ve yardımcı personelin ağır yükler konusunda deneyimli olmaları yol koşulları ve zemin etütlerini izler nitelikte bulunmalıdır. Ağır yük taşımacılığında, kılavuz araç uygulaması, vazgeçilmez uygulamalardan bir tanesidir. Proje taşımacılığının ekip işi olduğu unutulmamalıdır.

Trafik akışının olduğu karayollarında ve kırsal alanlarda güvenli sürüşün sağlanabilmesi için karayolu yetkililerinin, trafik polisinin, il, ilçe ve köy yetkililerinin ağır yük vasıtasının geçişi konusunda bilgilendirilmesi ve koordineli bir çalışmanın yapılması güvenlik için vazgeçilmezdir.

Proje taşımacılığının diğer bir yanı, bir fabrika makinelerinin tamamen sökülüp başka bir ülkeye taşınması ve monte edilmesidir. Diğer bir deyişle fabrikanın tamamen bir yerden başka bir yere taşınmasıdır. Fabrikanın taşınması, son yıllarda işgücü ücretleri yüksek olan ülkelerden işgücü daha düşük olan bölgelerdeki ülkelere yapılmaktadır. Taşıma esnasında başta denizyolları olmak üzere kara ve diğer taşıma modları da kullanılmaktadır. Fabrika taşımalarda makinelerin sökülmesi ve yeniden montajının yapılması, mühendislik hizmetlerini gerekli kılmaktadır. Deneyimli çalışanların montaj konusunda avantajları çok fazladır. Maliyeti düşük düzeyde tutmaktadır.

Yurtiçi Literatüründe Yol İzni

Her proje lojistiğinde karayolları ile temasa geçip önceden izinlerin alınması gerekir. Taşımanın, yüklemenin ve indirmenin, önceden ilgili resmi kuruluşlara bildirilmesi ve alınan tedbirlerin onaylatılması, tehlikeli işler gerçekleşirken sağlık ekibinin yakın tutulması unutulmaması gereken durumlardır.

Özel yük taşıma izin belgesinin yanında yol raporu da önem kazanmaktadır. Bazı ülkelerde yol raporunun taşıyıcı tarafından ilgili mühendislik firmasını bularak, rapor hazırlatılması istenmektedir ve tüm masrafları taşıyıcı firma ödemektedir.

Karayolları kanununda belirtilen ölçülerin dışındaki araçların, gabari dışı araçlar, boş oldukları halde karayollarına çıkmaları, trafikte seyretmeleri izne tabi olmaktadır. Standart dışı aracın tamiri bakımı gibi belge amaçlı trafikte hareket etmeleri eskort ve izin belgesi ile mümkün olmaktadır, bu bir artı maliyeti getirmektedir.

Ayrıca 150 ton ve üzeri taşımalarda, mühendislik firmaları tarafından, yol raporunun düzenlenerek taşıyıcı tarafından alınması yüksek maliyetlere ulaşmaktadır. Ağır yük taşımalarda sadece gündüz taşımaya izin verilmektedir. Sonuç olarak Türkiye bölgesi etrafında ortaya çıkan ağır tonajlı yükler, maliyetleri düşük düzeyde olan ülkelere kaymaktadır. Dolayısıyla Türkiye mevzuat yetersizliği ve yüksek maliyet kalemleri nedeni ile rekabet edememektedir.